35,2794$% 0.31
36,7430€% 0.14
2.985,87%0,28
4.866,00%0,36
19.432,00%0,38
2.632,99%-0,03
9.949,01%0,33
3393783฿%-2.72274
26 Aralık 2024 Perşembe
Adana’da bir döviz bürosuna silahlı soygun düzenleyen şahıs iş yeri çalışanını rehin alıp kaçtı. Şüpheli kısa sürede yakalanırken, korkunç anlar güvenlik kameralarına anbean yansıdı. PARALARI ÇALDI, ÇALIŞANI REHİN ALIP KAÇTIEdinilen bilgiye göre olay, Çukurova ilçesine bağlı Mahfesığmaz Mahallesi Şehit Bulvarı’ndaki bir döviz bürosunda meydana geldi. İddiaya göre, Eyüp S. (56) yüzüne taktığı cerrahi maske ile döviz bürosuna geldi. Ardından belinden tabancasını çıkartıp çalışanlar doğrulttu ve paraları istedi. Yaklaşık 18 bin Euro ve bir miktar TL çalan şüpheli ardından işyerinde çalışan kişiyi silahla rehin alıp kaçtı. Bu anlar anbean güvenlik kameralarına yansıdı.SOYGUNCU KISA SÜREDE YAKALANDIÇukurova İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı devriye ekipleri ihbar üzerine bölgeye hemen intikal etti. Etraftaki sokakları abluka altına alan polis, Eyüp S.’ye kaçacak fırsat adeta vermedi. Şüpheli, rehine ile birlikte ara sokakta Çukurova polisi tarafından havaya ateş edilme suretiyle etkisiz hale getirildi. Yakalanan şüpheli gözaltına alındı. Şüphelinin olayda kullandığı tabanca çaldığı paralar ele geçirildi. Hurdacılık yapan Eyüp S. ilk ifadesinde borcu olduğu için yaptığını öne sürdü.Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Rabia Dalkılıç – Yaşam Adana Döviz
Erzurum’da yolda yürürken çatıdan kopan buz kütlesinin başına isabet etmesiyle ağır yaralanan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Arif Talat Algın (22), kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.BUZ KÜTLESİ BAŞINA DÜŞTÜOlay, saat 03.00 sıralarında Yakutiye ilçesi Lalapaşa Mahallesi 1’inci Sümbül Sokakta meydana geldi. Bir apartman çatısından kopan buz kütlesi kaldırımda yürüyen Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı 3’üncü sınıf öğrencisi Arif Talat Algın’ın başına düştü. Algın’ın kanlar içerisinde yere düştüğünü görenler 112 Acil Çağrı Merkezine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen ambulansla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Algın, doktorların müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.OKULUNDA TÖREN DÜZENLENECEKVefat eden Algın için yarın Edebiyat Fakültesi’nde tören düzenleneceği öğrenildi. Fakülte bahçesindeki törenin ardından Algın’ın cenazesi Bursa’ya gönderilecek. Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel Yerel Haberler 3-sayfa Eğitim Güncel
Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin görülen davanın ikinci duruşmasında savcı mütaalasını açıkladı.”AİLE POLİSLERİ YANLIŞ YÖNLENDİRDİ”5 saatten fazla süren sanık ifadelerinin ardından 14 sayfalık mütaalanın özetini açıklayan savcı “Herkes suç ortağı. ‘İyi hal’e yer yok. Aile, polisleri yanlış yönlendirdi” ifadelerini kullandı. Elde edilen veriler ve dosya kapsamındaki delillere bakıldığında sanıkların olay günü Arif Güran’ın evinde olduğunun belirlendiğini ifade eden savcı, Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar hakkında iştirak halinde çocuğu öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Savcı, TCK’nın ilgili maddeleri gereği sanıkların cezalarında iyi hal indirimine gidilmemesini talep etti.ARİF GÜRAN: BİRİ KOLTUĞUNDAN OLMASIN DİYE BİR AİLE MAHVEDİLDİMütalaanın ardından baba Arif Güran söz aldı. Baba haykırarak, şöyle konuştu: “Ben uyuyamıyorum. Uyuduğumda kızım beni çağırıyor. Küçük kızımdan ne istediniz? Bir caninin bir namussuzun lafıyla benim ailem mahvoldu. Ben intihara kalkıştım. Bir insan koltuğundan olmasın diye bir aile mahvedildi.” Anne Yüksel Güran ise ağlama krizine girdi.DURUŞMA SALONU KARIŞTIDuruşma salonunda Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz ile ağabey Enes Güran arasında arbede çıktı. Amca Ali Rıza Güran, “Peygamber aşkına yeter artık” diye sesini yükseltirken aile yakınları ise “adalet” diye bağırdı. Arbede nedeniyle mahkeme başkanı salonu boşaltma kararı aldı. Tutuklular salondan çıkartılırken duruşmaya 45 dakika ara verildi.MAHKEME BAŞKANI: AİLE YAKINLARINI ARTIK SALONA ALMAYACAĞIZAranın ardından duruşma tekrar başladı. Mahkeme başkanı, “Bir konuda anlayış bekliyorum. Bugünden itibaren aile yakınlarını salona almayacağız çünkü ben onları iki kez uyardım.” dedi. Daha sonra Enes Güran ve Yüksel Güran’a “İyi misiniz?” diye sordu. Anne Yüksel Güran ise “Kusura bakmayın” diye yanıt verdi.ENES GÜRAN’IN AVUKATINDAN İTİRAZEnes Güran’ın avukatı Mustafa Demir, ailenin salondan çıkarılmasına itiraz etti.Mustafa Demir: İtiraz eden amcanın sağlık sorunu var. Diğer aile üyeleri saygısızlık etmedi. İtiraz ediyoruz, aksi takdirde duruşma komple kapalı yapılsın.Mahkeme başkanı: Gereği düşünüldü. Hüseyin Güran’ın tepkisinin ardından, salonun boşaltılması talebim üzerine ‘Bizi kimse salondan çıkaramaz’ söylemleri nedeniyle, salonda olmalarını istemiyoruz. Yarın tekrar konuşuruz.”BUGÜN KARAR ÇIKMASI ZOR, HATTA İMKANSIZ”Mahkemeye verilen 5 dakikalık ara sona erdi. Diyarbakır Barosu’ndan Avukat Metin Arkaş konuşuyor: Biz bu yargılamayı yaparken, 2 yaşında cinsel istismara maruz bırakılarak yaşamını yitiren Sıla bebeğin davası da Tekirdağ’da görülüyor. Sonuç olarak, çocukların yaşam hakkını korumak bireylerin ve devletlerin görevidir. Ancak 2016’dan beri Türkiye’de kaç çocuğun kaybolduğuna dair bir veri bulunmuyor. Narin’in kaybolması üzerinden baktığımızda, etkin bir arama sisteminin olmadığını açıkça görüyoruz.Avukat Arkaş’ın ardından konuşan mahkeme başkanı,”Bugün karar çıkması zor hatta imkansız” dedi.”BEN AVUKATLIK HAYATIM BOYUNCA, DELİLLERİN TV PROGRAMLARINDA TARTIŞILDIĞINA TANIK OLMADIM”Gazeteci Rojda Altıntaş’ın aktardığına göre, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren konuşuyor: “Ben avukatlık hayatım boyunca, delillerin sosyal medya ve TV programlarında tartışıldığına tanık olmadım. Peki Diyarbakır Barosu bunu hiç yapmadı mı? Yaptık. Zaman zaman kamuoyunda açıklamalarda bulunduk. Ama taraflara ilişkin bir suçlama yöneltmedik. Sosyal medyaya tweet atayım, TV programlarına çıkayım diye düşünüp mahkeme heyetinin bir karar vereceğini beklemedik. Yargı bu değil.”‘BİZ DAVA DOSYASINA AVUKAT BULAMIYORUZ’ DEMİŞLERDİ”Diyarbakır Barosu üzerinden bu davayla ilgili algı oluşturmaya çalışıldı. Güran ailesini hiç tanımıyorum. Ama Diyarbakır Barosu’nun bir hafızası ve tecrübesi var. Bu cinayetlerden edindiğimiz tecrübe şu: Lütfen aileyle ve köyle hiçbir temas kurmayın. Neden bunu anlatıyorum? Çünkü bu cinayetlerde, maalesef ailelerin kendi sosyal çevrelerinde zaman zaman şüpheli ya da sanık olarak ceza aldıklarını biliyoruz. Televizyonlara çıkıp hala Diyarbakır Barosu’na etiket yapıştırmak isteyenler oluyor. Bir kez daha anlatıyorum: 14 Eylül’de bana geldiler. Ben de sadece baroda görüşebiliriz dedim. Geldikleri zaman dört kişi geldi. Biri dosya şüphelisi, yani tahliye olan. Geldikleri zaman dört saat görüştük. Meslektaşlarıma, Baro Başkanlığı yapmanın nezaketiyle bir şey söylemedim. Bana sitem ettikleri konu şuydu: ‘Biz dava dosyasına avukat bulamıyoruz’ demişlerdi.”AİLEYİ ŞEYTANLAŞTIRMAK GİBİ BİR TUTUM İÇERİSİNDE OLMADIK”Konuştuğumuz ana husus, avukat bulamamaları ile ilgiliydi. Aileden 20 küsür şüpheli vardı. Avukatların milyonlar istediğini söylediler. Konu bir şekilde buradan çıktı. Arif Bey, biz asla aileyi şeytanlaştırmak gibi bir tutum içerisinde olmadık. 14 Eylül Cuma günü aradılar, 15 Eylül Pazar günü baroyu açtık ve görüştük. ‘Çocuklarımız okula gidemiyor’ dediler. Kim buna sessiz kalabilir? O çocukların Narin’den farkı nedir? Gerçekten mağduriyet ifade edildi. Ben de kendilerinden rica da bulundum. ‘Kamuoyunda bir algı oluştu, ama ben buna sebep vermedim. Kendinizi sorgulamanız gerek’ dedim. ‘Lütfen biliyorsanız söyleyin’ dedim.Şebnem Korur Fincancı, saygı duyduğum birisi, ‘Diyarbakır Barosu işkence için gereğini yapmalıydı’ demiş. Size bir telkinde bulunmadılarsa, ben o suç duyurusunu nasıl yapayım? Aile bize gelir ve ‘Cezaevinde kötü muamele gördük’ der. Ancak bize bu konuda soruşturma ya da suç duyurusu yapmamız konusunda herhangi bir talepte bulunmayacaklarını ifade ettiler.”BU DOSYADA KÜÇÜK ÇOCUKLARIN DA ALET EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİM”Cezaevinde akrabalarına işkence yapıldığını söylediler. ‘Tamam, kolluk aşamasında anlatırız ama bu cezaevinde çok zor’ dediler. Enes’in cezaevinden götürüldüğünü, kendisine işkence edildiğini, dişlerinin çekildiğini iddia ettiler. Şunu da iddia etmiyorum: ‘İşkence yoktur’ gibi bir şey söylemiyorum, hukukçuyum. 17 Eylül’de şunu söyledim: ‘Cezaevinde böyle bir iddia varsa, İnsan Hakları Merkezimiz ile bu sürece dahil olacağız. Ama özel avukatlarınız var.’ dedik. Avukatları da bize geri dönüş yapmadı.Diyarbakır Barosu, eğer işkence iddiasına dair mağdur veya yakınlarından bir talep olursa gereğini yapar. Baran Güran ile 24 Eylül’de yine görüştük. Dertlendi. Şimdi meslektaşlarıma soruyorum: 16, 23, 24 Eylül’de görüştük. Peki beni neden azlettiler, biliyor musunuz? 24 Ekim’de. Hukukçu olarak çıktığım tek program, Armağan Çağlayan’ın programıydı. O programda, ‘Maalesef bu dosyada küçük çocukların da alet edildiğini’ söyledim. İşte bu sebepten dolayı beni azlettiler.”İKİNCİ HAVALE İŞLEMİ İSE 15.28’DE GERÇEKLEŞİYOR”Saat 15.19’dan önceki Salim Güran’ın GPS kaydına bakalım. 15.16’da Salim Güran’ın telefonu bir bankacılık işlemi yapsaydı, telefonundan herhangi bir internet kaydı bulunmuyor. Yani herhangi bir havale işlemi gerçekleştirmemiş. Salim Güran’ın yakın zamanda, bir hafta önce mahkemenize sunulan telefon verilerine göre—yani şu telefona bir işlem yapıldığında hangi saniyede hangi uygulamanın öne çıktığını görebiliyorsunuz—bu işlemler incelenmiş. İkinci havale işlemi ise 15.28’de gerçekleşiyor. Bu sırada, tam o saniyelerde 71 saniyelik bir GPS bağlantısı bulunuyor. Birden fazla işlem için bağlanmış, telefonun birçok arka uygulaması sisteme bağlanmış. Ben Onur Bey’in yerinde olsam, telefonun imajından bu mesajı alırdım. Lütfen yanlış anlamayın.Salim Güran’a ait telefonun ödeme günü, ayın 21’i. Peki, Salim Güran o an resmî bir işlem yapma ihtiyacı mı hissetti? Meslektaşım şunu söyledi: Salim Güran’ın telefonda inanılmaz bir veri akışı var. Bu durumda, ‘Telefonda temizlik mi yapılıyor?’ diye şüphe duyarım. Şimdi gelelim, yine sosyal medya üzerinden yayınlanan bir videoyaRuhi Kaya’nın video kaydını açar mısınız? O beyaz araç bu. 15.41’de geçiyor. Onur Bey’in gösterdiği saate göre, bu araç 15.41’de oradan geçiyor. Ancak bu araç Salim Güran’ın aracı değil. Baz verisini çürütmek üzere bir video paylaşıldı”SALİM’İN ARACININ GELDİĞİNİ GÖREBİLİRİZ”Ulusal Kriminal de Onur Bey’in düştüğü hataya düşmüş. Ulusal Kriminal, 15.34 diyor, ancak 6 dakika ileri alınca durum değişiyor. Önceki araç bir traktör. Ruhi Kaya, kamera görüntülerinden geçiyor ve oradan 1 dakika sonra gelen bir otomobil var. Bunu niye anlatıyorum? Herkes şu hataya düştü: Nevzat’ın aracının yukarıdan aşağıya indiğini göremiyoruz. Ama iddiası doğruysa, Salim’in aracının geldiğini görebiliriz. Ancak göremeyeceğimiz bir yol da var.”MUTFAKTA İKİ KEZ DOLANDIM, 45 ADIM OLDU”Eğer bu adımsayar, tespit ettiğiniz gibi doğruysa, kız çocukları iş yapıyor, alışveriş yapıyor, hatta çocukları ödeme için kendisini çağırıyor ve kendisi gidiyor. Ben mutfakta iki kez dolandım, 45 adım oldu. 19.00-20.00 arasındaki 2 bin küsurluk adım. Narin’in kaybolma haberini alıyor. Asıl kritik soru şu: Narin kaybolduktan sonra 20.00-24.00 arası adımlarını saydığınızda, camiye gitmek, okula gitmek gibi bir hareketlilik var mı? Yani neyi ifade etmek istiyorum: Bu olay örgüsüyle örtüşmeyen bir telefondaki uygulama var.Şimdi saat 16.10’da Arif’in evinin önünden ayrılış anını göstereyim. Salim’in aracı, 16.18’de köyde. Şimdi bana ‘Bu nokta araba mı?’ demeyin. 16.13’te burada, kavşakta şu an devam ediyor. Ruhi Kaya’nın tabelasına geçiyoruz. 16.10’da Arif’in evinden ayrılıyor. Baz verisi hepimizin önünde.”BİZE BU DOSYADA HİÇ KİMSE GERÇEĞİ ANLATMIYOR”Ruhi Kaya’nın kamera kayıtları… Bu görüntüler silinmiş. Bu görüntüler sonradan getirilen görüntüler. Mehmet Selim Atasoy kaçta geliyor biliyor musunuz? 16.23. Motosikletini görüyor musunuz? Salim’in girdiği yerden tarlaya giriyor. Tam Mehmet Selim Atasoy 16.23’te geçerken, meşhur elektrikçilerin görüntüsü var. Onların mavi arabası. Bunu niye anlatıyorum? Bugün Ramazan Atasoy’a bir soru sordum: ‘Siz orada gün içerisinde Salim ve babanız dışında kimseyi gördünüz mü?’ diye. ‘Hayır’ dedi. Sonra tekrar sorduk, ‘Hatırlamıyorum’ dedi. Yani neyi ifade etmeye çalışıyorum? Bize bu dosyada hiç kimse gerçeği anlatmıyor.”15.40 GİBİ BİR TELEFON İLE GÖRÜŞMESİ VAR. KİM OLDUĞUNU BİLMİYORUZ”Salim Güran’ın geri getirilen WhatsApp görüşmeleri dosyada var. 22 Ağustos’tan itibaren telefonundaki ses kaydı kapatılıyor. 23 Ağustos’ta ise geriye dönük arama kayıtları siliniyor. Hepsinin bir sebebi var. Şunu sormak istiyorum: İlk bize şunu söyledi. Tanımlaması neydi? Eskort ile görüştüm dedi. Peki, biraz sonra gözaltına alınma riskim varsa ben kayıtları silerim. Narin’in kaybolması ile bağın yoksa neden sildin? Dosyamızın ilk şüphelisi Muhammet Kaya’dır. 22 Ağustos’ta o meşhur terlik nedeniyle bir şüpheli oluştu. 25’inde Enes gözaltına alındı. Enes İstanbul’a götürüldü. Ben de sordum. Asıl kritik mesele şu: Ben hala bulamadım. 15.40 gibi bir telefon ile görüşmesi var. Kim olduğunu bilmiyoruz. Bunun dışındaki tüm kişileri tespit ettik. En son şüphelendiğim şey ise 19.36’da bir WhatsApp görüşmesi ve 19.45’te telefon üzerinden yapılan bir görüşme. Eğer bu telefonda ses kaydı varsa açık. Birazdan size çok önemli birkaç kaydı dinleteceğim.”GÜRAN AİLESİ, BİZE BU ALGININ İZAHINI YAPSIN”Bizim, Enes’in telefonunun kapanmasının gerekçesini oluşturmamız lazım. Osman Güran dosyada hiçbir zaman şüpheli olmadı. Şüphe uyandırmak adına konuşmuyorum. Diyarbakır’da merkezde kafede çalışan Osman, bize diyor ki: ‘Ben saat 19.50’de duydum.’ Narin’in kaybolduğu biliniyor. Anne Osman ile görüşüyor ama bize, ‘Ben işteyken haber aldım’ diyor. Peki, Osman önümüze bir daha nerede çıkıyor? Baba Arif Güran anlatıyor: O gece, oğlunun telefonu paramparça, olaydan duyduğu üzüntüden dolayı. Ancak 19.27’de Osman Güran, Arif Güran’a bir mesaj atıyor ve bu mesaj siliniyor. Ve bu mesaj o gece siliniyor. Sonra Osman diyor ki, ‘Ekran desenini unuttum.’ Güran ailesi, bize bu algının izahını yapsın. Biri bana bunu izah etsin. Biz şüphe duymayalım da kim duysun Enes’in telefonu ertesi sabah açılıyor. Sabahın 5’inde hareketlilik başlıyor. Baran Güran, Enes’i 05.32’de arıyor. Yaklaşık 14 görüşme kaydı var. Hukukçuyum ve bu durumu yorumluyorum.””SİZ NASIL O VERİLEN SAATE GÖRE İZLEME YAPMAZSINIZ?””Hiç magazinleştirmedim. Kimse bizden bu konuda bir cümle duyamaz. Komutan, net bir şekilde Salim’e soruyor. Salim, ‘Vallahi bilmiyorum, komutanım’ diyor. ‘Kuran kursundan geliyor’ diyor. Eğer 15.11’den sonra evine giderken kaybolduğunu biliyorsak, komutan da biliyor. Şakir Başçavuş izinde. Başka bir komutana Salim Güran, ‘15.00-15.30’da kayboldu’ diyor. Arif Bey’in bahsettiği Dara-2’ye gidiyorlar, ama 18.00’den sonrasını izliyorlar. Niçin? Kolluğu savunmak adına değil ama siz nasıl o verilen saate göre izleme yapmazsınız? İzlemiyorlar. Eğer Dara-2’ye o saatler izlenseydi ve Şahingöz görüntüleri incelenseydi…”NEVZAT CİNSEL İSTİSMARDA MI BULUNDU? BİLEMEYİZ”PSA… ilk celsede ısrarlı şekilde Nevzat’a şunu sordum. Çanta neredeydi? dedim daha önce ‘kapalıydı’ dedi. Ben de soruyorum, eleştirebilirler. PSA hangi numunelerden cıktı? Vajen dış kilot iç yüz. Nereden cıktı? Narin’in çantasından! Özür dilerim burada Enes ve annesi var. Rapor şunu söylüyor, cinsel istismarı tespit edemem diyor. Yazma ve etek çantanın içerisinde ise vajen 2 de yok, kilot ön yüzde de yok, dış yüzeyde var. PSA testi nasıl yapılır? Şu şekilde kartla. Olay örgüsünde şunu oturtamıyorum, Cinsel ilişki sıradındaki şahıslardan bunlara geçtiyse… Ve ben şunu anlıyorum, o zaman bu eşyalara biri temas etti. Anneden de bulamış olabilir bilemeyiz? Nevzat cinsel istismarda mı bulundu? Bilemeyiz.Bu aile bireyleri, Narin bulunca yas tutacaklarına kavga ediyorlar. Ben bütün bunları anlattığım zaman, Arif Güran’ın acısını hissediyorum ama uydurulmuş bir delil ile konuşmadım. O gün orada bir şey yaşanmadı mı? Bir şey yaşanmış. Nevzat’ın silik olduğunu söyleyen aile bireyleri var. Benden önce şüphe duyan bir Arif Güran var.Diyarbakır Barosu katılan taraf olarak 4 sanığın cezalandırılmasını talep ediyor. “DURUŞMA SONA ERDİDavanın ikinci duruşmasında ilk gün sona erdi. Duruşma, yarın saat 09.00’da kaldığı yerden devam edecek. İŞTE SAVCININ OKUDUĞU MÜTALAADiyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’inde görülen Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davada savcılık, esas hakkındaki mütalaasında şu taleplerde bulunmuştu:Sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran, İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 37/1 maddesiyle birlikte 82/1-d,e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.Sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar, aynı suça ilişkin TCK’nın 37/1 maddesiyle birlikte 82/1-e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.TCK 62. Maddesi(Ceza indirimi): Sanıkların eyleminin niteliği ve yargılama sürecindeki tutumları dikkate alınarak ceza indirimi uygulanmamasına karar verilmesi talep edildi.Cezaların ağırlığı dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istendi.Hak mahrumiyeti: Suçun niteliği nedeniyle TCK 53. madde gereğince sanıkların belli haklardan yoksun bırakılması talep edildi.Cezanın mahsup edilmesi (Sanıkların gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezalarından düşülmesi istenmiştir)Yargılama giderleri: 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 325/1 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin sanıklardan tahsil edilmesi talep edildi.Erhan Güran’a ilişkin görüntüler: Van Kriminal Şube Müdürlüğü’ne gönderilen kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda görüntülerde yer alan şahısların, “kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçlarına ilişkin deliller taşıdığı değerlendirilmiş ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması talep edildi.Kaynak: Haberler.com / Rabia Dalkılıç – 3.Sayfa Narin Güran Diyarbakır 3-sayfa Güncel Hukuk Yaşam Dünya Yargı Hakim
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail ordusunun, Yemen’deki İran destekli Husilerin kontrolündeki Uluslararası Sana Havalimanı’na düzenlediği saldırıda, binecekleri uçağın mürettebatından bir kişinin yaralandığını buna karşın DSÖ ile Birleşmiş Milletler (BM) heyetlerinin güvende olduğunu bildirdi.Ghebreyesus, saldırıya ilişkin X’ten paylaşımda bulundu.BM’nin Yemen’de alıkonulan personelinin serbest bırakılmasının yanı sıra ülkedeki sağlık ve insani durumun değerlendirilmesi için müzakerede bulunmak amacıyla gerçekleştirdikleri misyonun bugün sona erdiğini belirten Ghebreyesus, Husilerin alıkoyduğu BM personelinin derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi.Ghebreyesus, “Yaklaşık iki saat önce Sana’dan uçağa binmek üzereyken havalimanı saldırıya uğradı. Uçağımızın mürettebatından bir kişi yaralandı. Havaalanında en az 2 kişinin öldüğü bildirildi.” ifadelerini kullandı.Hava trafik kontrol kulesi ile yakınında bulunan biniş bekleme salonu ve pistin hasar gördüğünü bildiren Ghebreyesus, şunları kaydetti: “Buradan ayrılmadan önce hasarın onarılmasını beklememiz gerekiyor. BM ile DSÖ’den meslektaşlarım ve ben güvendeyiz. Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine içten başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.”İsrail ordusunun, Husilerin kontrolündeki Uluslararası Sana Havalimanı’na düzenlediği hava saldırılarında 3 kişinin hayatını kaybettiği, 16 kişinin yaralandığı bildirilmişti.Kaynak: AA / Muhammet İkbal Arslan – Güncel
2025 yılı için yeni asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Yeni rakam genel olarak asgari ücretlilerin büyük bir kısmını memnun etmezken, yeterli olduğunu savunanlar da çıktı.ASGARİ ÜCRET RÖPORTAJINDA DİKKAT ÇEKEN SÖZLERBir sokak röportajında yeni asgari ücretle ilgili konuşan kadının söyledikleri ise dikkat çekti. Evinin kira olduğunu, fabrikada çalışan eşinin aylık 25 bin lira aldığını söyleyen kadın, buna rağmen geçinebildiklerini, hatta çocuğunun avokado kaju ile büyüdüğünü belirtti.”BENİM KIZIM AVOKADO KAJU YİYEBİLİYOR”Röportajda söz konusu vatandaş şu ifadeleri kullandı: “Benim çocuğum avokado kaju ile büyüyor. Nasıl alım gücü yok? Benim tek kocam çalışıyor. Evim kira. Ben çalışmıyorum. Ama her şeyi alıyorum. Eşim 25 bin lira kazanıyor. Fabrikada çalışıyor. Evimin kirası 9 bin TL. Ama yetiyor. Gazze’deki insanların bir ekmek bulamadıklarını gördükçe… Benim kızım avokado kaju yiyebiliyor.”Kaynak: Haberler.com / Ekonomi Asgari Ücret Ekonomi Güncel Sözler